Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB); bireyin yaşına, gelişim düzeyine ve çevresine uygun olmayan aşırı hareketlilik, isteklerini erteleyememe ve dikkat sorunları ile ilgili bir bozukluktur. Bu hastalık bazen yalnızca dikkat dağınıklığı (Dikkat eksikliği) bazen yalnızca aşırı hareketlilik (Hiperaktivite) bazen isteklerini erteleyememe (Dürtüsellik) bazen de her üçünün birlikte olduğu bir tablo şeklinde seyreder.
DEHB kötü anne babalardan ya da kötü öğretmenlerden dolayı ortaya çıkmaz. DEHB beyinde bazı maddelerin eksikliğine bağlı nöropsikiyatrik bir bozukluktur. Genetik ve çevresel faktörlerin yanında zor doğum, düşük doğum ağırlığı, annenin ve çocuğun kullandığı ilaçlar ve bazı beyin hastalıkları hastalığın ana sebebidir.
DEHB okul çağındaki çocukların %3-5 inde görülür. Erkek çocuklarda kızların 3-4 katı daha fazla görülür. Dikkat eksikliği bir karakter sorunu değil, biyolojik bir sorundur. Nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte ailesel geçişli genlerin rolü %65-90 gibi oldukça yüksek düzeydedir. Dopamin ve noradrenalin gibi uyarıcı genlerin işlevleri bozulmuştur. Zor doğum, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, annenin sigara içmesi, içki içmesi, annenin kullandığı ilaçlar, çocuğun geçirdiği beyin hastalıkları DEHB gelişme riskini arttırmaktadır.
Her hareketli çocuk DEHB değildir. Bir çocukta DEHB olduğunu söyleyebilmemiz için; dikkat süresinin kısa olması, başladığı işi bitirememesi, işleri organize edememesi, ileri derecede unutkan olması, dikkatinin kolay dağılması, çocuğun yaşından, gelişimsel seviyesinden beklenenlere uygun davranmaması, DEHB belirtilerinin birden fazla ortamda (okul, ev gibi) görülüyor olması, belirtilerin 7 yaşından önce başlamış olması, en az 6 aydır süregelmesi ve çocuğun günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyecek boyutta olması gerekir.
DEHB’nin 3 ana belirtisi vardır; dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, isteklerini erteleyememe (dürtüsellik).
DİKKAT EKSİKLİĞİ: Çocuğun dikkat süresinin ve yoğunluğunun yaşına göre olması gerekenden daha az olmasıdır. Çocuk dikkatini belirli bir noktaya toplayamaz, dikkati çok çabuk dağılır, dağınıklık, unutkanlık, eşyaları kaybetme gibi belirtiler yoğundur. Dikkat eksikliğinde sorun dikkat etmemek değil, dikkatin belirli bir noktaya odaklanamamasıdır. Çocuk tüm uyaranlarla aynı anda ilgilenir. Çocuk bir işle uğraşırken başka bir uyaran kolaylıkla dikkatini dağıtabilir ve o anda elindeki işi bırakıp yeni uyarana yönelir.
Dikkatin süresi ve yoğunluğu yaşa göre değişir. 5-6 yaşındaki bir çocuğun dikkat süresi ve yoğunluğu 10-11 yaşındaki çocuktan elbette ki farklı olacaktır. Ayrıca uyarana ve çevreye ait faktörler dikkat süresini ve yoğunluğunu etkiler. Örneğin ödev yaparken 10-15 dakika olan dikkat süresi; bilgisayar başında ya da televizyon izlerken daha fazla olabilir. Yine sessiz ve sakin bir ortamdaki dikkat süresi ve yoğunluğu ile kalabalık ve gürültülü ortamdaki dikkat süresi ve yoğunluğu elbette farklı olacaktır.
DİKKAT EKSİKLİĞİ OLAN ÇOCUKLAR;
- Belirli bir işe ya da ortama dikkatini vermekte zorlanır.
- Dikkati kolayca dağılır.
- Dikkatsizce hatalar yapar.
- Başladığı işi bitiremez.
- Sizinle konuşulurken dinliyormuş gibi gözükür ancak sizin konuşmalarınızı anlamaz, aklı başka yerdedir.
- Görev ve etkinlikleri düzenlemede zorlanır.
- Ev ödevi, okul aktiviteleri gibi yoğun zihinsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınır.
- Etkinlikler için gereken eşyaları kaybeder.
- Günlük etkinliklerde unutkandır.
Bunlardan en az 6 tanesinin, en az 6 aydır birden fazla ortamda görülüyor olması çocukta dikkat eksikliği olduğunu düşündürür.
AŞIRI HAREKETLİLİK (Hiperaktivite) : Bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayacak biçimde hareketli olması haline hiperaktivite denir.
HİPERAKTİVİTESİ OLAN ÇOCUKLAR;
- Eli ayağı kıpır kıpırdır.
- Oturduğu yerde asla sakin duramaz.
- Gereksiz yere sağa sola koşturur, raflara eşyalara tırmanır.
- Sakince oyun oynamakta zorlanır.
- Sürekli hareket eder, sanki motor takılmış gibidir.
- Gereğinden fazla konuşur.
İSTEKLERİNİ ERTELEYEMEME (Dürtüsellik): Bireyin genel olarak kendini kontrol edememesi halidir.
İSTEKLERİNİ ERTELEYEMEYEN ÇOCUKLAR;
- Acelecidir, sorulan sorulara; soru tamamlanmadan yanıt verir, aklına ilk geleni o anda söyler.
- İsteklerini erteleyemez, düşündüğünü hemen yapmak ister, sırasını bekleyemez.
- Başkalarının sözünü keser.
- Oyunlarda sırasını beklemeden araya girer.
DEHB’Sİ OLAN ÇOCUKLARDA SIKLIKLA GÖZLENEN DİĞER PROBLEMLER
- Karşıt olma, karşı gelme (bilerek anne-baba ve öğretmenlerine karşı gelme).
- Davranım bozukluğu (Yalan söyleme, hırsızlık yapmak, bilerek eşyalara zara vermek).
- Anksiyete (Kaygı bozukluğu).
- Depresyon.
- Kendine güvensizlik, arkadaş edinme zorluğu.
- Konuşma, okuma ve yazma sorunları.
- Tikler.
ANNE VE BABALARIN DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARLA İLGİLİ TANIMLAMALARI
- Söylediklerim bir kulağından girip diğer kulağından çıkıyor.
- Çok dalgın, aklı hep başka yerde.
- Eşyalarını koyduğu yeri hatırlamıyor, sürekli eşyalarını kaybediyor.
- Ödevlerine en fazla 10 dakika konsantre olabildiği halde bilgisayar başında saatlerce durabiliyor.
- Eli dursa ayağı durmuyor.
- Bu çocuk yürümez, koşar hatta uçar.
- Ya sürekli konuşur ya da kendine göre özel sesler çıkartır.
- Televizyon izlerken bile sürekli hareket halindedir.
- Hiç yorulmuyor, enerjisi hiç bitmiyor.
- Büyüdüğü halde söz kesmemeyi öğrenemedi.
- Sabırsız, istekleri hemen olsun istiyor.
- Düşünmeden hareket ediyor.
ÖĞRETMENLERİN DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARLA İLGİLİ TANIMLAMALARI
- Dersi hiç dinlemiyor, sürekli etrafla ilgileniyor.
- Başladığı işi bitiremiyor.
- Sınavlarda dikkatsizce çok basit hatalar yapıyor.
- Çok yavaş hareket ediyor. 10 dakikalık işi 3-4 saatte bitiriyor.
- Sırada otururken bile eli ayağı durmuyor.
- Sınıfta nereye baksam karşıma çıkıyor.
- Sırada oturmanın 50 çeşidini gösterebilir.
- Asla sırasını beklemiyor.
- Daha soruyu tamamlamadan cevabını vermeye kalkıyor.
- Aklına geleni hemen yapmak istiyor.
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNDA (DEHB) TEDAVİ
Tedavinin ilk şartı; aile, okul ve çocuğu tedavi eden hekim arasındaki sıkı iş birliğidir. Yapılandırılmış öneriler, destek ve davranışsal programlar çok önemlidir. Öncelikle aile çocuğunun hastalığını kabul etmeli ve DEHB konusunda ayrıntılı olarak bilgi sahibi olmalıdır. Çocukta var olan sorunlarının nedenlerini başka yerlerde aramak; çözüm üretmeyi engellediği gibi tedaviyi geciktirmekte ve aileyi yanlış yollara sevk etmektedir. Çocuğun davranışlarını ve dersler ile ilgili başarısızlığını yaramazlık ya da tembellik olarak yorumlamayın. Tedaviyi ona ceza vermekte aramayın. Aksi takdirde sorun içinden çıkılamaz boyutlara ulaşır.
Tedavinin amacı; çocukla yeniden sağlıklı ilişki kurabilmenin yollarının aranması, ailenin yanlış tutumlarının yeniden gözden geçirilmesi, yanlışlar ve doğrular hakkında aileye gerekli bilgilerin verilmesi, olumsuz davranışların düzeltilmesi ve yerine olumlu davranışların konulmasına yönelik olmalıdır.
DEHB tedavisinde beslenmenin rolü kesin olarak saptanmamıştır. Besin alerjisi ya da besin duyarlılığı DEHB bulgularını tetikleyebilir. Yine besinlerdeki katkı maddeleri çocuğun davranışlarını olumsuz etkileyebilir. Çocuğunuzun doğal ve sağlıklı ürünler tüketmesine özen gösterin. DEHB’li çocukların balık yağı kullanımının olumlu etkisi olabilir.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARA AİLELERİ NASIL DAVRANMALI
- Çocuğunuzda DEHBolduğunu kabul edin ve bunun bir takım zorlukları olduğunun bilincinde olun. DEHB konusunda yeterli bilgi sahibi olun. Uzmanlarla konuşun, konuyla ilgili kitaplar okuyun, güvenilir internet kaynaklarını kullanın. Çocuğunuzu diğer çocuklarla kıyaslamayın.
- Çocuğunuzun yaşını ve kişilik özelliklerini dikkate alarak çocuğunuzla ve onunla ilgilenen tüm aile bireyleri ile birleşip önemli konularda ortak kurallar oluşturun. Bu kurallar hem çocuğunuzu hem de sizi kapsasın. Kuralları açıkça belirleyin, bunları yazıp çocuğunuzun ve sizin rahatça görebileceği yerlere asın. Kuralları uygulama konusunda ısrarlı olun.
- Çocuğunuza onu sevdiğinizi gösterin. Çocuğunuza verebileceğiniz en büyük hediye sevginizdir. Sevginizi ona belli etmekten ve bunu dile getirmekten asla kaçınmayın. Çocuğunuza; onu koşulsuz olarak sevdiğinizi, yaşam boyu seveceğinizi söyleyin ve tutum ve davranışlarınızla bunu ona hissettirin. Zaman zaman çocuğunuza bağırdığınız hatta ceza verdiğiniz olsa bile çocuğunuz her durumda sevildiğini ve sevilebileceğini bilmelidir. Bu onun kişilik gelişimi ve duygusal gelişimi açısından çok önemlidir.
- Çocuğunuza kaliteli zaman ayrın. Onunla dersler ve zorunlu aktiviteler dışında da onun sevdiği ve zevk aldığı aktiviteleri birlikte yapmaya özen gösterin. Bunlar oyun oynamak, sinemaya ya da oyun bahçesine gitmek, spor yapmak, kitap okumak gibi aktiviteler olabilir. Aktiviteleri onun seçmesine izin verin.
- Çocuğunuz size ihtiyaç duyduğunda her zaman onun yanında olun. Çocuğunuzun güven duygusunun gelişmesi için bu çok önemlidir. Çocuğunuza gerektiği kadar destek olun. Bu destek ne daha az ne daha çok olsun. Herkes gibi çocuğunuzun da hata yapma hakkı vardır, bunu unutmayın.
- Çocuğunuzla konuşmadan önce onun dikkatini çekin. Çocuğunuzla konuşurken ve onu dinlerken onunla aynı hizada olun ve göz göze gelmeye özen gösterin. Bu davranışınız; çocuğunuza dinlendiğini, kendisine değer verildiği duygusunu aşılayacak ve dikkatinin size yönelmesini sağlayacaktır.
- Çocuğunuzla yumuşak ve saygılı bir iletişim içinde bulunun. Bu davranışınız ona kendisinin de bir birey olduğunu ve fikirlerinin önemli olduğunu hissettirecektir.
- Çocuğunuzun olumlu bir davranışını ya da bir başarısını gördüğünüzde onun hoşuna gidecek övücü sözlerle onu destekleyin. Sadece olumsuz davranışlara odaklanmayın. Olumlu davranışlarını pekiştirmesi için onu cesaretlendirin. Ne yapmaması gerektiğini değil ne yapması gerektiğini ona söyleyin.
- Duygularınızı çocuğunuzla paylaşın. Çocuğunuz böylece hem kendi duygularını tanımayı ve ifade etmeyi öğrenecek hem de sizinle bir empati geliştirecektir.
- 10. Çocuğunuzdan mükemmel olmasını beklemeyin ve ondan mükemmel olmasını istemeyin. Beklentilerinizin yüksek olması çocuğunuzun omzundaki yükü arttıracak, kaygılarını arttıracak ve başarısını olumsuz etkileyecektir.
- 11. Çocuğunuza güvenin ve güvendiğinizi de ona belli edin. Çocuğunuza güvenmeniz onun da kendisine güvenmesini sağlar.
- 12. Çocuğunuzda var olan olumlu özellik ve becerilerinin ortaya çıkması için onu teşvik edin. bir şey yapmak için cesarete gereksinimi varsa ona cesaret verin, onu heveslendirin. Başladığı işi bitirmek için yardıma gereksinimi varsa gerektiği kadar yardım edin. İşi bitirdiğinde çabalarını takdir edin. Her çocuğun ilgi alanları ve becerileri farklıdır. Yapamadıklarına değil yapabildiklerine odaklanın.
- 13. Çocuğunuza bir takım olumsuz isimler takıp onu etiketlemeyin. Örneğin tembel, yaramaz, şımarık gibi olumsuz isimlerle ona seslenmeyin.
- 14. Çocuğunuz olumsuz davranış gösterdiğinde; ne hissettiğinizi ona açıkça söyleyin. Örneğin yaptığın bu davranış beni gerçekten üzüyor gibi….
- 15. Belirli rutinleriniz olsun. DEHB’si olan çocuklar rutinlere daha iyi karşılık verirler. Kendilerinden ne beklendiği ile ilgili önceden fikirleri olursa beklentileri daha kolay karşılarlar.
- 16. Bilginin çocuğunuza anlamlı ve gerekli gelmesi için yaratıcı fikirlerle öğrenmeyi zevkli hale getirin. Uzun süre yerinden kalkmadan ders çalışması değil bilinçli bir şekilde ders çalışıp öğrenmesi önemlidir.
- 17. Küçük zaman dilimlerinden oluşan bir ders çalışma rutini geliştirin. Her günün programını ayrı bir renkli bir kağıda yazın ve masasında sadece o günün programı olsun ve programın gerçekleşmesini izleyin.Unutmayın! GÜVENMEK İYİDİR; KONTROL ETMEK DAHA İYİDİR.
- 18. Önemli ve önemsiz bilgileri ayırt etmeyi çocuğunuza öğretin. Önemli bilgilere odaklamasını sağlayacak yöntemler uygulayın. Renkli fosforlu kalemlerle önemli yerleri çizmek gibi..
- 19. Ders çalışması için; boş zamanlarını geçirdiği yerin dışında, iyi havalandırılmış, aydınlık, içinde mümkün olduğunca az eşya bulunan, ilgisi dağılmayacak bir ortam hazırlayın.
- 20. Çocuğunuz olumsuz bir davranışlar sergilediğinde EĞİTİMDE MOLA YÖNTEMİ denen bir yöntemi de uygulayabilirsiniz. Yöntemin özü; çocuğunuzla olan yakın ilişkinize bir süre mesafe koymak ve çocuğunuzun yaptığı her türlü etkinliğin bir süre durdurulmasıdır. Örneğin çocuğunuz; başkalarına vurma, tekme atma, ısırma, tükürme, çimdirme, saç çekme, küfretme, oyuncaklarını fırlatma, kırma ya da öfke nöbetleri gibi yanlış davranışları ısrarla sürdürüyor ise yaptığının yanlış olduğunu biraz yüksek tondan kararlı bir şekilde ona anlatın. Bu işlemi bir daha tekrarladığında onunla bir süre iletişimi keseceğinizi ve onu her zamanki ortamından ayırıp mola yerine götüreceğinizi söyleyin ve uygunsuz davranışlarını tekrarladığında bunu mutlaka uygulayın. Size bir takım şirinlikler yapıp yanınıza gelmek, kucağınıza oturmak, öpmek, sarılmak isteyebilir. Buna asla izin vermeyin. Anlamayacağını düşünmeyin, çocuğunuz söylediklerinizi ve davranışlarınızı kararlı bir şekilde uygularsanız sizi anlayacaktır. Mola yerinde kalma süresi çocuğunuzun kaç yaşındaysa o kadar dakika olmalıdır. Örneğin 5 yaşında 5 dakika, 10 yaşında 10 dakika gibi. Mola süresi bittiğinde çocuğunuzla iletişiminizi kaldığınız yerden sürdürebilirsiniz.
- 21. DEHB yi ciddiye alın. Okul çağı çocuklarının %3-5 inde görülen bu hastalık; ailelerin yaramaz çocuk, haylaz çocuk, tembel çocuk etiketleri ve büyüyünce düzelir beklentileriyle hafife alınarak hastalığa tanı koyulması gecikmekte ve sonuçta tedavide geç kalınmaktadır.
- 22. Uyarı sayısını azaltın. Her davranışında onu eleştirmeyin. Çok gerekmedikçe uyarıda bulunmayın.
- 23. Çocuğunuza gereksiz nasihatlerde bulunmayın. DEHB bir hastalıktır. Çocuğunuz olumsuz davranışları bilinçli olarak kendi isteğiyle yapmamaktadır. Sürekli gereksiz yere yaptığınız nasihatler hiçbir işe yaramayacak aksine ilişkilerinizi daha da bozacaktır ve çocuğunuz kendisini anlamadığınızı düşünerek sizden uzaklaşacaktır.
- 24. Okula giden çocuklarda okul başarısı arttırmanın en önemli yollarından birisi çocuğunuzla birebir çalışmaktır. Sizin yakın çalışmak için yeterince zamanınız olamıyorsa ona yardımcı olabilecek bir abla, abi ya da bir eğitim koçundan yararlanabilirsiniz.
- 25. Çocuğunuzu; televizyon, bilgisayar, cep telefonu ve tablet gibi ekran bağımlılığı yapan görsel iletişim araçlarından mümkün olduğunca uzak tutun.
- 26. Çocuğunuzu fiziksel aktivitelere, oyuna ve spora yönlendirin. Böylece çocuğunuz hem stresini azaltır hem de enerjisini boşaltır, beden kontrolünü arttırır, yeni arkadaşlar edinir ve sosyalleşir.
- 27. ÇOCUĞUNUZLA SAVAŞMAYIN. Gücünüzü sorunlarını çözmeye harcayın, onunla inatlaşmayın, gereksiz tartışmalara girmeyin.
- 28. SABIRLI OLUN. “SABRIN SONU SELAMETTİR” Özdeyişini aklınızdan hiç çıkarmayın. DEHB’li çocuğu olan ailelerde en büyük zorluk tedavide anında yüz güldürücü sonuçlar alınmamasıdır. Çocuğunuzun kendini kontrol edebilme yetisinin az olduğunu, davranışlarındaki olumsuzluğun kasıtlı olmadığını bilin. Tedavinin uzun süreceğini, çok zor olacağını baştan kabul edin. Asla umutsuzluğa kapılmayın ve çocuğunuzu her koşulda destekleyin.
- 29. MÜZİK: Müzik dinlemek ya da müzik aleti çalmak DEHB’li çocuklarda odaklanmayı artırmakta, hiperaktiviteyi azaltmaktadır. Müzik beynin birçok bölgesini uyararak beyin gelişmesini sağlamakta, yaratıcılığı ve verimliliği arttırmaktadır.
- 30. DİKKAT ARTTIRICI METARYEL KULLANMAK: Lego, puzzle, hafıza kartları, gibi materyallerle yapılan etkinlikler DEHB li çocuklarda; görsel ve bilişsel yeteneği arttırdığı gibi ince motor gelişimini de olumlu yönde etkilemektedir.
DEHB’DE İLAÇ TEDAVİSİ
DEHB Tedavisinde ilaçlar çok önemli bir yer tutmaktadır. Son yıllarda kullanılan ilaçlar oldukça güvenilirdir, yan etkileri çok azdır, uyuşturucu değildir, ve çocuklarda bağımlılık yapmamaktadır.
DEHB Tedavisinde kullanılan ilaçların etkileri
- Çocuğun dikkat süresini arttırır.
- Aşırı hareketliliğini ve ve çocuğun yerinde duramamasını azaltır.
- Çocuğun öğrenmesini ve hafıza gücünü arttırır.
- Çocuğun dürtülerini kontrol etmesini sağlar.
- Çocuğun ince motor beceri gücünü arttırır.
- Hiçbir ilaç çocuğun zeka düzeyini arttırmaz ancak bu ilaçlar çocuğun öğrendiklerini ifade edebilme yeteneğini arttırır.
- Çocuğun sınav başarısını arttırır.
- Çocuğun okul aile ve arkadaşları ile olan sosyal ilişkilerinin düzelmesini sağlar.
DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların olumlu etkileri 15-20 gün sonra görülmeye başlar. Sabırlı olun, doktorunuzun ilaç önerilerine kesinlikle uyun. Doktorunuzdan habersiz ilacı kesmeyin, doz değişikliği yapmayın. Her ilaç her çocukta her dozda aynı etkiyi göstermez. İlaçlara en az dozdan başlanır çocuktan alınan cevaba göre doz giderek arttırılır. Kullandığınız ilaçtan yeterli etki gözlenmezse doktorunuz tedaviye yeni bir ilaç ekleyebilir ya da kullandığınız ilacı kesip başka bir ilaca geçilebilir. Tedavi değişikliklerine doktorunuz karar verecektir.
DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların ne zaman kesileceğini önceden kestirmek mümkün değildir. Tedavi 3-5 yıl sürebilir. Hatta bazen yetişkin yaşlarda bile ilaç tedavisi gerekebilir. Çocuktan alınan yanıta göre tedavi sonlandırılır. Tedavinin sonlandırılmasına da yine doktorunuz karar verecektir.
DEHB’nun bir süre sonra kendiliğinden geçeceğini düşünmeyin. Yaş ilerledikçe hiperaktivite belirtileri azalsa da dikkatle ilişkili sorunlar artarak devam edebilir. Tedavi edilmeyen çocukların %75-80’inde ergenlik ve yetişkinlikte hastalık bulguları devam edebilir. Bu da kişinin iş, aile, evlilik ve sosyal yaşamını olumsuz yönde etkiler. Tedavi edilmeyen kişilerde depresyon, saldırganlık gibi psikolojik bozukluklarda görülebilir.
ANNE VE BABA OLARAK SİZ DE KENDİNİZE ZAMAN AYIRIN. MORALİNİZİ YÜKSEK TUTACAK AKTİVİTELER YAPIN. TÜM HAYATINIZ ÇOCUĞUNUZ OLMASIN. SİZİN DE KENDİNİZE GÖRE BİRTAKIM UĞRAŞLARINIZ VE HOBİLERİNİZ OLSUN.
UNUTMAYIN! MUTLU ANNE BABA; MUTLU ÇOCUK DEMEKTİR.