Oyun, sonucu düşünülmeden, eğlenmek amacıyla yapılan davranış ve hareketledir. Çocuğun fiziksel, zihinsel, dil ve sosyal kapasitesinin gelişmesini sağlayan en önemli uğraşısıdır. Büyükler için iş ne ise çocuklar için oyun aynıdır. Oyun çocuğun işidir. Oyunla çocuk toplum içerisindeki sosyal yönünü geliştirir ve kendini diğer bireylerden ayıran özellikleri fark eder. Çocuk kendini oyunla anlatır. Çocuğun duyguları oyunla keskinleşir. Yetenekleri, becerisi artar. Kurallara uymayı, sorumluluk almayı, iş birliğini, insanlara saygılı olmayı oyunla öğrenir. Duyduklarını, gördüklerini oyunla sınayıp dener, öğrendiklerini pekiştirir. Girişimci olmayı, tehlikeyi göze almayı, karar vermeyi, problem çözmeyi oyunla öğrenir. Kendisine olan güveninin oyunla geliştirir. Duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını oyunla karşılar. Oyunla kendi kendine yetmeyi öğrenir. .
Çocukların zekâ gelişiminin % 50’si ilk 4 yaş içinde, % 30’u 4- 8 yaş arasında, % 20’si de 8- 18 yaş arasında tamamlanır. Bu nedenle ilk 4 yaşta eğitici oyunlar çok önemlidir. Bu oyunlar bedeni ve zekâyı geliştirdiği gibi onun üzerinde neşe ve mutlulukta yaratır. İyi davranışlar kazandırır, arkadaşlık ilişkilerini güçlendirir, çevreye saygılı olmayı öğretir. Hikâye ve masallar hayal gücünü güçlendirir. Çevresiyle paylaşmayı, yardımlaşmayı ve kurallara uymayı öğretir.
Oyun, çocuğun özgürlüğüdür. O dünyaya kendisi egemendir. Kuralları kendisi koyar kendisi bozar ancak yaşıtlarıyla bu egemenliği paylaşır. Büyüklerin o dünyaya girmesine izin vermez
Oyun, çocukları hayata hazırlar. Yaşıtlarıyla oynadığı evcilik, hırsız-polis, doktorculuk gibi toplu oyunlarda anne-baba, polis, doktor rolünü üstlenen çocuklar yarının başarılı büyükleri olacaklardır.
Oyun, çocukların ortak dilidir ve en doğal anlaşma ortamıdır. Hiç tanışmayan çocuklar bir araya geldiklerinde daha birbirlerinin isimlerini bile öğrenmeden oyunun dili ile anlaşıp mükemmel bir arkadaşlık kurabilirler. Oyun onları birbirlerine kaynaştırır.
Oyun, çocuğun en güçlü ve en doğal duygularından biri olan saldırganlık duygusunun da boşaltılmasına yardımcı olur. Polis olup hırsızı yakalayan, doktor olup hastasını iyileştiren, oyuncak arabasını yarıştırırken arkadaşını geride bırakan ya da savaş oyununda düşmanları mağlup eden komutanı oynayan çocuk ne kadar da mutludur.
Oyun, çocukların eğitim, bilgi ve becerilerini sınadığı en doğal deneme ortamıdır. Çevresinden, ailesinden aldıklarını oyunda dener. Olumlu özelliklerini pekiştirir, olumsuzları değiştirir. Sınırlarını ancak arkadaşlarıyla oynarken oyunda öğrenir
Oyun, çocuklar için en iyi öğretim aracıdır çünkü çocuklar oyun esnasında ileri derecede öğrenmeye yatkındırlar. Zor konular ve soyut kavramlar oyun esnasında daha kolay öğrenilir.
Oyun, aynı zamanda bir tedavi yöntemidir. İçine kapanık, yaşıtlarıyla ilişki kurmakta zorluk çeken çocuklar ya da öğrenme bozukluğu-hiperaktivite gibi hastalığı olan çocuklar oyunla normal bireylere dönüştürülebilir.
Oyun, çocukları fazla kilodan ve obeziteden korumaktadır. Oynayan çocuk gereksinimi kadar yemekte ve aldığı enerjinin fazlasını da oyunla harcadığı için hiçbir zaman fazla kilolu olmamaktadır.
SÖZÜN ÖZÜ
Erişkin ruh sağlığı sevmek ve çalışmaksa;
Çocuk ruh sağlığı sevilmek ve oynamaktır.