İNSANLAR SEVME YETENEĞİNİ SEVİLE SEVİLE KAZANIR. HER FIRSATTA ÇOCUĞUNUZA SARILIN VE  ONA YÜKSEK SESLE “SENİ SEVİYORUM” DEYİN.

Çocuğunuz sizi şaşırtmaya devam ediyor. Artık ayakta yer değiştirebiliyor. Eşyalara ya da duvarlara tutunarak tüm evi dolaşabiliyor. Yardımla yürüyebiliyor. Kendi kendine yemek yemeye çalışıyor. Tut, ver, al, götür, getir gibi basit kelimeleri anlıyor ve söylediklerinizi yerine getirebiliyor. Komutlarınızı yerine getirdiğinde ona teşekkür edin. Ona öpücük gönderip ondan öpücük göndermesini isteyebilirsiniz. Göz, kulak, burun, yanak, dil gibi vücut bölümlerini ona öğretebilirsiniz.

           Mobilyalara, merdivenlere  ve evdeki tüm yükseltilere tırmanmayı sever. Düşmemesi ve kendine zarar verici ilaçlar almaması için dikkatli olmalısınız. Müzik ve danstan hoşlanır, tadını çıkartın. Birlikte bol resimli kitaplara bakın. Belirli eşya ve hayvanların isimlerini bol bol tekrarlayın. Bu dönemde uykusu azalmıştır zorlamayın. Günde 1 kez öğleden sonra 1-1,5 saatlik uyku gündüz uykusu için yeterlidir.

          Bu dönemde çocuğunuzu artık sofraya oturtunuz. Siz ne yiyorsanız ondan yiyebilir. Aşırı tuzlu, acılı, ekşili, kızartmalı, biberli, baharatlı gıdalar almamasına dikkat edin. Her türlü paketlenmiş gıdalardan ve bakkal iş abur cubur gıdalardan onu uzak tutun. Kaşığı kullanmaya alıştırın. Bu onun kendine olan güvenini arttıracaktır. Bırakın biraz döküp saçsın, etrafı kirletsin. KENDİ KENDİNE BESLENME YÖNTEMİ ONUN İÇİN EN İYİSİDİR.

OYUNCAK SEÇİMİ

  • Oyuncak bebekler çocuğunuza duygularını dile getirme fırsatı verir ve onun için iyi bir arkadaştır.
  • Ayıcık ya da tavşan gibi yumuşak oyuncaklar çocuğunuzun hayvan sevgisini ve onlarla konuşarak dil becerisini artırır.
  • Toplar; tutma, yuvarlama, atma becerileri için kullanılabilir. El-Göz koordinasyonunun gelişmesine yardımcı olur.
  • Çarpıp geri gelen, renkli görünümlü hoş ses çıkartan oyuncaklar çocuğunuz için ilginç olabilir.
  • Kalem, defter, karalama ve boyama kitapları el becerisini artırır ve parmaklarını kullanmasını sağlar.
  • İç içe geçen kaplar,üst üste binen oyuncaklar cisimlerin boyutlarını algılamasına yardımcı olur.
  • Otomobil direksiyonu düşlerinin gelişmesine yardımcı olur.

HANGİ OYUNLARI OYNAYABİLİRSİNİZ?

  • Bebeğinizle yaptığınız her türlü etkileşim, onun hafızasını güçlendirir. Karşılıklı oturun ve yüz ifadelerinizle oynayın. Dilinizi çıkarın, dudaklarınızı uzatın, kaşınızı kaldırın, başınızı sağa sola eğin ve çeşitli hayvan sesleri çıkarın. Bebeğinizle bu özel anların tadını çıkarın.
  • Kas ve sinir sisteminin sağlıklı gelişimi için bebeğinizin hareketleri tekrarlaması önemlidir. Bir sandalyenin kenarında durarak, “Bir, iki, üç, tekme!” diyerek tekme atma oyunu oynayın. Bebeğinizi de aynısını yapmaya teşvik edin. Bu hareketi farklı yönlerde tekrarlayın.
  • Düzenli olarak yürüme egzersizleri yapın. Karşısına geçip kollarınızı açın ve size doğru gelmesini teşvik edin.
  • İlgisini çekecek oyuncakları gösterin ve almasını isteyin. Bu, el-göz koordinasyonunu geliştirir.
  • Top oyunları oynayın. Topu ona atın, tuttuğunda alkışlayın. Sonra size geri atmasını isteyin.
  • Kağıt ve kalemle tanışmasını sağlayın. Defterlere, kitaplara yazıp çizmesine, karalamasına izin verin ve hatta teşvik edin.
  • Yaşıtı çocuklarla bir araya gelmesini sağlayın. Sosyal etkileşimlerini uzaktan gözlemleyin.
  • Sık sık parka gidin. Park oyuncaklarını kullanmasına izin verin. Gerekmedikçe müdahale etmeyin, kendi başına keşfetmesine olanak tanıyın.
  • Günde en az bir, mümkünse iki kez açık havaya çıkın. Temiz hava ve doğal ışık, bebeğinizin genel sağlığı için önemlidir. ÇOCUĞUNUZ SOKAKTA NE KADAR ÇOK VAKİT GEÇİRİRSE O KADAR DAHA MUTLU OLUR.

DEĞİŞİK TATLAR

        SOĞAN-SARIMSAK: Doğal koruyucu, doğal anti oksidan, doğal antibiotik olan bu gıdaların besin değerleri de oldukça yüksektir. 9. aydan sonra bebeğinizin beslenmesine eklemelisiniz. Öncelikle soğan ve sarımsağı ufak parçalara bölerek suda, buharda ya da fırında pişirdiğiniz yemeklere ekleyebilirsiniz. 1 yaşından sonra özellikle yeşil soğanı çiğ olarak da bebeğinize sunabilirsiniz. Bu gıdaları yağda kavurarak ya da kızartarak bebeğinize kesinlikle vermeyiniz.

        KEFİR: 9-10 ay dolaylarında bebek beslenmesine erkenden eklenmesi gereken, oldukça faydalı bir besindir. 200 cc kadar inek ya da keçi sütünü 10 dakika kaynatıp oda sıcaklığına gelinceye kadar soğutun.(Pastörize süt kullanıyorsanız kaynatmanıza gerek yoktur.) Daha sonra cam kavanoza koyduğunuz oda sıcaklığındaki bu süte 1 tatlı kaşığı güvenilir bir yerden aldığınız kefir mayası ekleyin. Toz almayacak ama hava almasını da engellemeyecek şekilde temiz bir tülbent ya da gazlı  bezle kavanozun ağzını kapatın. Karanlık bir ortamda 12-18 saat bekletin. Kefir taneciklerinin oluştuğunu gözledikten sonra buzdolabında 12-24 saat daha bekletin. Buzdolabından çıkarttıktan sonra temiz bir tülbent ya da gazlı bezle süzerek oda sıcaklığında çocuğunuza sunabilirsiniz. Kefir yaparken metal kap ya da kaşık kullanmamaya dikkat etmelisiniz. Yine yeterince temiz olmama olasılığına karşı tahta kaşık da kullanmayın. Çocuklar için uygun; silikon ya da polipropilenden yapılan, BPA, BPS  gibi kimyasal zararlı maddeleri içermeyen kaşık kullanabilirsiniz.

        SALÇA: Çocuklar için özel olarak hazırlanan ya da evde kendi yaptığınız tuzsuz ya da az tuzlu salçayı 9. aydan sonra çocuğunuzun yemeklerine koyabilirsiniz. Domates ya da tatlı kırmızı biberden yaptığınız salçayı tüketeceğiniz miktarda cam bir kavanoza koyup üzerini örtecek kadar zeytinyağı ilave edin. Böylelikle salçanın bozulmadan daha uzun süre kalmasını sağlayabilirsiniz. Buzdolabındaki bu salçayı 15-20 gün süre ile tüketebilirsiniz. Eğer daha fazla miktarda salça yaptıysanız ve 20 günden daha uzun sürede kullanacaksanız; kalan miktarları yarım kiloluk saklama kaplarında derin dondurucuda saklayarak 5-6 ay süre ile kullanabilirsiniz.

            ETLİ KARIŞIK SEBZE: 100 gr kadar genç ve taze kuzu, oğlak, (organik ya da doğal yemle beslenen) kaz, hindi ya da tavuk etini küçük parçalar halinde doğrayın. Evde bulunan sebzelerden 100 gr kadar (havuç, kabak, patates, domates, kereviz, tatlı biber, taze fasulye, bezelye, bamya, ıspanak, lahana, pazı, semizotu, karnabahar, marul, pırasa, brokoli, enginar gibi) bir ya da birkaçını iyice temizledikten sonra hazırladığınız et ile karıştırın. 20-30 dakika kadar kısık ateşte kaynatın. İneceğine yakın içine 1 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı ekleyin, 2-3 dakika daha kaynattıktan sonra oda sıcaklığında çatalla ezip çocuğunuza sunabilirsiniz. BU KARIŞIMI BUHARDA PİŞRME YÖNTEMİYLE 20-25 DAKİKA PİŞİREREK DE YAPABİLİRSİNİZ.  

        ISPANAK ÇORBASI: 100 gr taze ıspanağın iç yapraklarını iyice yıkadıktan sonra sirkeli suda yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkayın. Yıkadığınız bu ıspanağı yarım çay bardağı pirinç, 2-3 adet arpacık soğan, 1-2 diş sarımsak ile karıştırarak bir çay bardağı su içinde hafif ateşte 10-15  dakika pişirin. İneceğine yakın içine 1 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı ekleyin. 2-3 dakika daha kaynattıktan  sonra oda sıcaklığında çatalla ezip çocuğunuza sunabilirsiniz. BU KARIŞIMI BUHARDA PİŞRME YÖNTEMİYLE 10-15  DAKİKA PİŞİREREK DE YAPABİLİRSİNİZ.  

        KEREVİZ KÖFTESİ: 1 adet orta boy kereviz kökü, 1 adet orta boy soğan, 1 adet orta boy patatesi rendeleyip birbirleriyle iyice karıştırın. Üzerine 1 yumurta sarısı, bir çorba kaşığı zeytinyağı ve 1 çorba kaşığı buğday unu ekleyerek yeniden yoğurun. Daha sonra 5-10 gr’lık küçük parçalar halinde köfte şekli verdiğiniz bu karışımı kaynayan suda 10 dakika pişirin. Çıkarıp biraz soğuttuktan sonra çocuğunuza sunabilirsiniz.

        MERCİMEKLİ PIRASA: İki adet orta boy taze pırasa ve bir adet orta boy havucu ince ince doğrayın. 2 çorba kaşığı mercimek ile 1 su bardağı su içinde (ortalama 180 cc) karıştırarak 20-30 dakika kadar kısık ateşte pişirin. İneceğine yakın içine 1 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı ekleyin. 2-3 dakika daha kaynattıktan sonra oda sıcaklığında çatalla ezip çocuğunuza sunabilirsiniz. BU KARIŞIMI BUHARDA PİŞRME YÖNTEMİYLE 20-30 DAKİKA PİŞİREREK DE YAPABİLİRSİNİZ.  

        PİLAV (PİRİNÇ -BULGUR- MAKARNA-ERİŞTE): Etli ya da sebzeli yemeklerin yanında tok tutması için 9.aydan sonra bebeğinize bu gıdaları sunabilirsiniz. Kendi kendine beslenme yöntemiyle yiyebileceği bu gıdalar çocuğunuzun kendine olan güvenini arttıracaktır. Orta yere bir örtü serin, çocuğunuzu ortasına oturtun. Önüne pilav ya da makarna tabağını koyun. Eline bir kaşık ya da çocuk çatalı verin; bazen kaşıkla bazen elleriyle bazen de etrafa dağıtarak onu bitirdiğini ve bu işten büyük bir zevk aldığını göreceksiniz. Bu gıdaları çeşitli et, sebze, yoğurt ve soslarla zenginleştirerek besin değerini arttırabilirsiniz.

     BUĞDAY RUŞEYMİ: Buğdayın %3’ünü oluşturan, buğday tohumunun üremesini ve çimlenmesini sağlayan, buğdayın özüdür. Protein, karbonhidrat, doymamış yağ, vitamin, mineral ve lif bakımından oldukça zengindir. Bebeğinizin beslenmesine 9.aydan itibaren ekleyebilirsiniz.

Ruşeymli Bebek Kahvaltısı: 30-60 cc anne sütü ya da devam maması içine; 3-4 adet bebe bisküvisi  ya da 1 dilim bebe ekmeği, 1 yumurta sarısı, un haline getirilmiş 1 adet ceviz, 1 çorba kaşığı beyaz peynir, 1 tatlı kaşığı pekmez ve 1 tatlı kaşığı buğday ruşeymi karıştırarak bebeğinize  sunabilirsiniz. Buğday rüşeymini 1 yaş öncesi 10-15 dakika haşladıktan sonra çocuğunuzun yiyeceklerine karıştırabilirsiniz.

ÇOCUK YETİŞTİRME İLKELERİ

               Çocuk yetiştirmek bir sanattır. Hem de dünyanın en zor, en yorucu ve en güzel sanatıdır. Genel doğrular yanında her topluma, her aileye, her bireye özgü doğrular farklı olabilir. Aynı ailedeki iki çocuktan birine uygulanan yöntem öbür çocukta başarısız kalabilir. Nasıl ki denize girmeden yüzme öğrenilmez, bunun gibi aile ve çocuk uzlaşı içinde birlikte olmayı yaşayarak öğrenecektir. Çocuk yetiştirme sanatının ana ilkeleri SEVGİ, SABIR, ANLAYIŞ ve HOŞGÖRÜ’dür. Çocuğunuzun olumlu davranışlarını destekleyin, olumsuz davranışları düzeltmeye çalışın. Gereğinden çok kollamayın, yeteneklerini aşacak kadar zorlamayın. Onu tanımaya ve anlamaya çalışın. Sizin çocuğunuz ancak sizden farklı bir kişiliği olduğunu da asla unutmayın. Üstelik sizin bildiğiniz her zaman doğru olmayabilir.

           Çocuk yetiştirirken birçok ailenin içine düştüğü yanlış davranışların başında; cezayı önde tutan sıkı tutum, her şeye boş veren gevşek tutum, ne zaman, nerede, ne uygulayacağı belli olmayan tutarsız tutumlar gelmektedir. Bunlardan sakınınız. Yine istediğinizi yaptırmak için kendinizi acındırmayın ya da hata yaptığında küsmeyin. Gün boyu en yüksek perdeden avaz-avaz bağırmayın. Çocuğunuza beddua etmeyin, aşağılamayın, suçluluk duygusu aşılamaya çalışmayın, başkalarının yanında onu küçük düşürmeyin. 

               Dayağın; tüm insan ilişkilerinde olduğu gibi çocuk yetiştirmede de asla yeri yoktur. Dayak cennetten değil, Ayşe hanımın ya da Mehmet beyin elinden çıkmıştır. Dayak; atanı utandıran, dövüleni küçülten, izleyenleri de en azından üzen yanlış bir davranıştır. Bir anlık öfkeyle yapılan, genellikle amacını aşan, kaybettirdikleri kazandırdıklarından çok daha fazla olan, etkisi kısa süren bir yıldırma yöntemidir. Sonunda dayak atan suçlu; dayak yiyen mazlum durumuna düşer. Genelde çocuklar suçlu olduğu için değil, anne ve babalar o gün günlerinde olmadıkları ya da sinirli oldukları için dayak yemişlerdir. Dayak atan anne ve babalar şöyle geriye dönüp bir baksalar ne kadar haksız ve gereksiz olarak çocuklarına dayak attıklarını göreceklerdir. Eğer çocuk dayakla düzelseydi ilk dayakla zaten düzelirdi. Dayağın çocuk eğitiminde asla yeri yoktur, kesinlikle denemeyiniz.

          “Çocuğumuzu yetiştirirken nasıl davranalım?” sorusuna gelince; öncelikle kendi davranışlarınızla ona örnek olun. Önce kendinizi yetiştirin. Eşinizle çocuğunuzu yetiştirme konusunda ortak bir tutum belirleyin ve büyüklerin bu tutumu bozmasına asla izin vermeyin. Ceza vermeden önce mutlaka çocuğunuzu dinleyin. Yaptığını detaylı olarak anlatmasını isteyin. Olayı anlatırken çocuğunuz kendi yanlışlarını daha iyi görecektir. Siz de değişik bir bakış açısı ve onun gözüyle olayı değerlendirecek, acele ve yanlış karar vermeden önce düşünme fırsatı bulacaksınız.

               Öncelikle suç işlemeden suça engel olmaya çalışmalısınız. Yapılmaması gereken davranışlar kesin bir dil ve kararlılıkla çocuğa belirtilmeli ve bundan kesinlikle ödün verilmemelidir. Çocuk ağlıyor, bağırıyor diye verilen ufak ödünlerin daha büyük ödünleri de beraberinde getireceği bilinmelidir.

           Ona doğru ve yanlışı, iyi ve kötüyü; kırmadan bağırmadan öğretmelisiniz. Anlamayacağını düşünmeyin. Doğru ve yanlışı nedenleri ile birlikte anlatın. Hayır’ı çok sık kullanmayın kullandığınızda da her zaman her yerde geçerli olduğunu çocuğunuza anlatın. Bir şeyi yapmamasını isterken alternatif olarak şunu yapman daha iyi olur şeklinde bir davranış sistemi içerisinde olun. Onu tehdit ederek bir şey yapmasını istemeyin.

Çocuk yetiştirmede öncelikle BİLİNÇLİ ÖDÜLLENDİRME YÖNTEMİNİ KULLANMALISINIZ. İlk tercihiniz manevi ödüllendirme olmalıdır. Örneğin; tebrik etme, sarılma, öpme, alkışlama gibi duygu ve davranışları öne çıkartan ödüllendirme yöntemleri olabilir. Aktiviteli ödüllendirmeyi de kullanabilirsiniz. Örneğin; birlikte oyun oynama, parka gitme, kitap okuma, daha büyük çocuklarla birlikte film izleme gibi etkinlikler  yapılabilirsiniz. En son ve en az başvuracağınız ödüllendirme; maddi ödüllendirme yöntemi olmalıdır. Örneğin;yeni bir oyuncak alma, yeni bir giysi alma, çikolata, şekerleme, döner, pizza, burger gibi sıradışı yiyecekler verme de seyrek olarak kullanılabilir.

           Daha büyük çocuklarda bazen ufak CEZALAR VERMENİZ gerekebilir. Öncelikle mümkünse yaptığını düzeltmesini isteyin. Örneğin cezalar; bazen suçuna karşılık sevdiği bir şeyden yoksun bırakma, bir süre sokağa çıkmasını yasaklama, televizyon, bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi görsel iletişim araçlarına erişimini engelleme, bir süre sinemaya, tiyatroya, konsere gitmesini engelleme şeklinde olabilir. Bazen odasında kalmasını da isteyebilirsiniz ancak oda karanlık olmamalı ve kapısı da açık olmalıdır. Bazen de arkadaşına, anneanneye, babaanneye ya da yakın eş, dost ve akrabalara gitmesini çok katı olmamak koşuluyla bir süre yasaklayabiliriz.

Çocuğunuz olumsuz bir davranış sergilediğinde EĞİTİMDE MOLA YÖNTEMİ denen bir yöntemini de uygulayabilirsiniz. Bu yöntemi  çocuğunuza 2 yaşından sonra uygulayabilirsiniz. Yöntemin özü; çocuğunuzla olan yakın ilişkinize bir süre mesafe koymak ve çocuğunuzun yaptığı her türlü etkinliğin bir süre durdurulmasıdır. Örneğin çocuğunuz; başkalarına vurma, tekme atma, ısırma, tükürme, çimdirme, saç çekme, küfretme, oyuncaklarını fırlatma, kırma ya da öfke nöbetleri gibi yanlış davranışları ısrarla sürdürüyor ise yaptığının yanlış olduğunu biraz yüksek tondan kararlı bir şekilde ona anlatın. Bu işlemi bir daha tekrarladığında onunla bir süre iletişimi keseceğinizi ve onu her zamanki ortamından ayırıp mola yerine götüreceğinizi söyleyin ve uygunsuz davranışlarını tekrarladığında bunu mutlaka uygulayın. Size bir takım şirinlikler yapıp yanınıza gelmek, kucağınıza oturmak, öpmek, sarılmak isteyebilir. Buna asla izin vermeyin. Anlamayacağını düşünmeyin, çocuğunuz söylediklerinizi ve davranışlarınızı kararlı bir şekilde uygularsanız sizi anlayacaktır. Mola yerinde kalma süresi çocuğunuzun kaç yaşındaysa o kadar dakika olmalıdır. Örneğin 2 yaşında 2 dakika, 3 yaşında 3 dakika gibi. Mola süresi bittiğinde çocuğunuzla iletişiminizi kaldığınız yerden sürdürebilirsiniz.

            Özünde sevgi olan her yöntem denenebilir. Kendi doğrularınızı eşiniz ve çocuğunuzla birlikte kendiniz belirlemelisiniz. Onunla konuşun. Sevgi, sabır anlayış ve hoşgörüyü elden bırakmayınız.

          Annem ve babam biraz daha hoşgörülü olabilseydi dediğiniz günleri unutmayın.        

BOL SABIRLAR!

Dr. Yılmaz Bay
Çocuk Sağlığı Uzmanı 
Sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileğiyle

 

Yorumlar kapalı.